Almanca Bağlaçlar

Bu dersimizde Almanca’da cümleleri birbirine bağlamakta kullanılan bağlaçları öğreneceğiz. Bu bağlaçların en yaygın olanları aşağıda verilmiştir.

und (ve): Er ist nach Deutschland gefahren und hat dort studiert. (O Almanya’ya gidip üniversitede okudu.)

denn (-için, çünkü): Ich muss mich beeilen, denn meine Mutter wartet auf mich. (Annem beklediği için acele etmek zorundayım.)

aber (ama, fakat): Ich wohne in İstanbul, aber ich arbeite in Gebze. (Ben İstanbul’da oturuyorum ama Gebze’de çalışıyorum.)

sondern (tam tersine, aksine, bilakis): Die Flasche ist nicht leer, sondern (sie ist) voll. (Şişe boş değil, tam tersine dolu.)

weil (-için, çünkü): Ich gehe nicht zur Arbeit, weil ich krank bin. (İşe gitmiyorum çünkü hastayım.)

da (-için, çünkü): Da ich krank bin, gehe ich nicht zur Arbeit. (Hasta olduğum için işe gitmiyorum.)

wenn (eğer): Wenn du in Ankara bist, musst du uns besuchen. (Eğer Ankara’ya gelirsen bizi ziyaret etmelisin.)
Du musst uns besuchen, wenn du in Ankara bist. (Bizi ziyaret etmelisin, Ankara’ya gelirsen.)

als (-iken): Als ich 5 Jahre alt war, ist mein Vater gestorben. (Ben beş yaşındayken babam öldü.)
Mein Vater ist gestorben, als ich 5 Jahre alt war. (Babam öldü ben beş yaşındayken.)

seitdem (-den beri): Seitdem er geheiratet hat, besucht er seine Eltern nicht. (Evlendiğinden beri anne babasını ziyaret etmiyor.)
Er besucht seine Eltern nicht, seitdem er geheiratet hat. (Ailesini ziyaret etmiyor evlendiğinden beri.)

bevor (-den önce): Bevor du ins Bett gehst, musst du deine Zähne putzen. (Yatmadan önce dişlerini fırçalamalısın.)
Du musst deine Zähne putzen, bevor du ins Bett gehst. (Dişlerini fırçalamalısın yatmadan önce.)

nachdem (-den sonra): Nachdem wir gegessen haben, sind wir spazieren gegangen. (Yemek yedikten sonra yürüş yaptık.)
Wir sind spazieren gegangen, nachdem wir gegessen haben. (Yemek yedikten sonra yürüyüş yaptık.)

sobald (-ir ermez): Du musst deine Eltern besuchen, sobald du hier bist. (Anne babanı ziyaret etmelisin buraya gelir gelmez.)
Sobald du hier bist, musst du deine Eltern besuchen. (Buraya gelir gelmez anne babanı ziyaret etmelisin.)

solange (olduğu sürece): Solange er bei uns war, hat er nicht geschlafen. (Bizde olduğu sürece hiç uyumadı.)
Er hat nicht geschlafen, solange er bei uns war. (Hiç uyumadı bizde olduğu sürece.)

während (-iken, sırasında): Während ich frühstücke, lese ich Zeitung. (Kahvaltı ederken gazete okurum.)
Ich lese Zeitung, während ich frühstücke. (Gazete okuyorum kahvaltı ederken.)

obwohl, obgleich, obschon (-e rağmen): Obwohl sie gute Freunde sind, streiten sie oft. (İyi arkadaş olmalarına rağmen sık sık kavga ediyorlar.)
Sie streiten oft, obwohl sie gute Freunde sind. (Sık sık kavga ediyorlar iyi arkadaş olmalarına rağmen.)

trotzdem (-e rağmen, ama): Er ist krank, trotzdem geht er zur Arbeit. (O hasta ama buna rağmen işe gidiyor.)

deshalb, deswegen (için, -den dolayı): Er hat Fieber, deshalb/deswegen geht er zum Arzt. (Ateşi çıktığı için doktora gidiyor.)

dann (sonra): Er macht (zuerst) seine Hausaufgaben, dann geht er ins Kino. (Önce ödevini yapıyor sonra da sinamaya gidiyor.)

darum (-in için): Sie hat schlechte Noten, darum arbeitet sie so viel. (Onun notları kötü olduğu için çok çalışıyor.)

daher (-den dolayı, -için): Die Apotheke ist geschlossen, daher kann ich die Medikamente nicht kaufen. (Eczane kapalı olduğu için ilaçları alamadım.)

dass (-ini/ni): Er sagte, dass er mich besuchen wollte. (Beni ziyaret edeceğini söyledi.)

damit (için, böylelikle, diye): Er kauft seiner Tochter ein Buch, damit sie lesen lernt. (Okumayı öğrenmesi için kızına kitap alıyor.)

umzu (için, böylelikle): Er braucht Geld, um zu studieren. (Okuyabilmesi için paraya ihtiyacı var.)
Ich lerne fleißig, um bessere Noten zu bekommen. (Daha iyi notlar alabilmek için çok çalışıyorum.)

ob (olup olmadığını): Er fragt, ob das richtig ist. (Bunun doğru olup olmadığını soruyor.)
Ich weiß nicht, ob er heute kommt. (Bugün, onun gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.)

sonst (aksi taktirde, yoksa): Du musst ordentlich essen, sonst wirst du krank. (Doğru düzgün yemek yemelisin yoksa hasta olursun.)

sowohlals auch (hem hem de): Ich trinke sowohl Kaffee, als auch Tee. (Hem kahve hem de çay içiyorum.)
Ich kaufe sowohl die Hose, als auch das Hemd. (Hem pantolonu hem de gömleği satın alıyorum.)

wedernoch (nene de): Ich kann weder Deutsch noch Englisch. (Ne Almanca ne de İngilizce biliyorum.)

zwaraber (gerçi, ama): Der Hund ist zwar klein, aber er bellt sehr laut. (Köpek küçük müçük ama çok havlıyor.)

entwederoder (yaya da): Entweder machst du jetzt deine Hausaufgaben, oder du musst das Geschirr spülen. (Şimdi, ya ödevini yaparsın ya da bulaşıkları yıkarsın.)
Du machst jetzt entweder deine Hausaufgaben, oder du musst das Geschirr spülen. (Şimdi, ya ödevini yaparsın ya da bulaşıkları yıkarsın.)

jedesto (ne kadaro kadar): Je mehr du arbeitest, desto bessere Noten bekommst du. (Ne kadar çok çalışırsan o kadar çok iyi not alırsın.)

(an)stattzu (yerine): Kannst du mir bitte helfen, anstatt fernzusehen? (Televizyon izleyeceğine bana yardım eder misin?)

sodass (öyle ki): Es war gestern so kalt, dass ich nicht schwimmen gehen konnte. (Dün hava o kadar soğuktu ki yüzmeye gidemedim.)

so dass (öyle ki): Am Abend wurde es ziemlich kalt, so dass ich keine Lust mehr zum Schwimmen hatte. (Hava öyle soğudu ki yüzmeye gitmek istemedim.)

ohnezu (-meksizin): Ihr Freund ist weggegangen, ohne sich von ihr zu verabschieden. (Arkadaşı ona bir Allahaısmarladık demeden gitti.)

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-baglaclar/

Almanca Şahıs Zamirleri

“Ben, sen, o, biz, siz, onlar” sözcüklerine şahıs zamirleri denir. Önce bunların Almanca karşılıklarını ve okunuşlarını görelim:

ich [ih] ben
du [du:] sen
er  [e:r] o
sie [zi:] o
es  [es] o
wir [vi:r] biz
ihr [i:r] siz
sie [zi:] onlar
Sie [zi:] siz

Yukarıdaki listede Almancada şahıs zamirlerinin Türkçeye nazaran bazı farklılıkları olduğu görülmektedir.

Bunlardan biri; Türkçedeki “o” sözcüğünün karşılığı olarak Almancada üç ayrı sözcüğün bulunmasıdır: er, sie, es. İkincisi ise; biri büyük yazılan sie‘nin de Türkçeye üç ayrı şekilde çevrilmesidir: “o, onlar ve siz”.

er, sie, es

er, sie, es şahıs zamirlerinin Türkçe karşılığı tek olup “o” şeklindedir. Bir cümlede er, sie, es‘ten hangisinin kullanılacağı, kendisinden bahsedilen şahsın cinsiyetine veya ismin artikeline bakılarak tespit edilir. Bir şahıs veya ismin artikeli der ise Türkçedeki “o” sözcüğünün karşılığı olarak er, artikeli die ise sie ve artikeli das ise es kullanılır.

der Schüler
erkek öğrenci

Er
O

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-sahis-zamirleri/

Almanca Gezi Diyalogları

Almanca seyahat gezi diyaloglarını  sayfamızda bulabilirsiniz.

Biraz dolaşmaya gidiyorum.

Ich gehe ein bischen spazieren.

[Ih gene ayn bishen şpatsiren.]

 

Benimle gelmek istermisin ?

Willst du mit mir kommen?

[Vilst du mit mir komen ?]

 

Memnuniyetle.

Mit vergnügen.

[Mit fergünügen.]

 

Sizi nereye götürmemi istiyorsunuz?

Wohin soll ich sie bringen?

[Sizi nereye götürmemi istiyorsunuz?]

 

Her yeri görmek istiyorum.

Ich will jeden platz sehen .

[Ih vil yeden platz zehen.]

 

Ne kadar zaman gerekir?

Wieviel zeit braucht man?

[Vifil tsayt bravuht man?]

 

Çok hızlı (yavaş ) yürüyorsunuz.

Sie gehen zu schnell (langsam)

[Zi gehen tsu şnel (Lankzam)]

 

Çok yoruldum.

Ich bin sehr müde geworden

[Ih bin zer müde gevorden.]

 

Trafik çok yoğun.

Der verkehr ist sehr voll.

[Der ferker ist zer fol.]

 

Bu şehir çok yabancı var.

In dieser stadt gibt es viele fremde leute

[In dizer ştat gipt es file fremde loyte.]

 

Bu levhada ne yazılı ?

Was steht auf dem schild?

[Vas ştet auf dem şilt?]

 

Haritayı izlememiz gerekiyor.

Wir müssen die landkarte in ansicht nehmen.

[Vir müsen di lankarte in anziht nemen]

 

Müzeye gidiyorum.

Ich gehe ins museum.

[Ih gehe ins muzeyum.]

 

Kişi başı ne kadardır?

Was kostet es pro person?

[Vas kostet es pro perzon?]

 

Giriş ne kadar?

Was kostet der eintrit?

[Vas kostet der ayntrit?]

 

Giriş ( Çıkış) nerededir?

Wo ist der eingang ( Ausgang)?

[Vo ist der ayngank ( Avusgank)?]

 

Ne zaman kapanır (açılır)?

Wann öffnet (Schliesst) es ?

[Van öfnet (şlist) es ?]

 

Türkçe bilen bir klavuz var mı?

Gibt einen leiter, der türkisch kann?

[Gipt es aynen layter , der türkiş kan?]

 

rehberi izleyin.

Vertfolgen sie den leiter.

[Forfolgen zi den layfer.]

 

Bu bina hangi döneme ait?

Zu welcher zeit gehört dieses gebaude?

[Tsu velher tsayt gehört dizes geboyde?]

 

Kim tarafından inşa edildi?

Wer hat es hergestellt?

[Ver hat ed hergeştelt?]

 

Ne sergiliyorlar?

Was wird ausgestellt?

[Vas virt avusgeştelt?]

 

Çeşitli eşyalar.

Verschiedene sachen.

[Ferşidene zahen.]

 

Sergi ne zaman açılacak?

Wann fângt die ausstellung an?

[Van fenkt di avusştelunk an?]

 

Bir kataloğunuz var mı?

Haben sie einen katalog?

[Haben zi aynen katalok?]

 

Bu kuleye çıkabilir miyiz?

Dürfen wir auf diesen turm steigen?

[Dürfen vir auf dizen turm ştaygen?]

 

Bütüngün açıkmıdır?

İst es den ganzen tag offen?

[Ist es den gansen tak ofen?]

 

İbadet ne zaman başlıyor?

Wann beginnt die pradigung?

[Von begint di predigunk?]

 

Fotoğraf çekebilirmiyiz?

Dürfen wir fotographieren?

[Dürfen vir fotografiren?]

 

Hatıra eşya almak istiyorum.

Ich möchte andenkensgescheke kaufen.

[Ih möchte andenkensgeschenke kaufen.]

 

Bir kaç hediye alacağım.

Ich möchte einige geschenke kaufen.

[Ih möhte aynige geşenke kaufen.]

 

Uzun süredir buradayım.

Ich bin schon eine lange zeit hier.

[Ih bin schon eine lange zeit hier.]

 

Burası çok hoşuma gidiyor.

Es gefallt mir hier sehr.

[Es gefelt mir hir zer.]

 

Çok çabuk alıştım

Ich habe mich sehr schnell angepasst.

[ıh habe mih zer şnel angepast.]

 

Hala herşeyi göremedim.

Ich habe immer noch nicht alles gesehen.

[Ih habe imer noh niht ales gezehen.]

 

Hep burada kalmak istemem.

Ich will hier nicht immer bleiben.

[Ih viil hir niht imer blayben.]

 

Bu şehir hayallerimin şehri.

Diese stadt ist meine traumstadt.

[Dize Ştat ist mayne travumştat.]

 

Bu şehir rezalet.

Diese stadt ist ekelhaft.

[Dize stat ist ekelhaft.]

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-gezi-diyaloglari/

Almanca Kıyafet Diyalogları

Almanca tüm kıyafetlerin isimleri ve örnek cümleler.

Türkçe Kıyafetler Almanca Kıyafetler – Die Kleidung
gece elbisesi das Abendkleid
takım elbise der Anzug
mayo der Badeanzug
bikini der Bikini
sutyen ( sutyen ) der BH (Büstenhalter)
bluz die Bluse
outdoor die Freizeitkleidung
kemer der Gürtel
eldivenin der Handschuh
çanta die Handtasche
terlik der Hausschuh
gömlek das Hemd
gelinlik das Hochzeitskleid
pantolon die Hose
takım elbise der Hosenanzug
Askılı pantolon die Lederhose
Pantolon askısı der Hosenträger
ceket die Jacke
ceket das Jackett
kot die Jeans
elbise das Kleid
giysi die Kleidung
başörtüsü das Kopftuch
düğme der Knopf
yaka der Kragen
kravat die Krawatte
kaba pamuklu tulum die Latzhose
ceket der Mantel
moda die Mode
elbise der Morgenmantel
Kışlık bere şapka die Mütze
Yazlık şapka die Kappe
Fötr, şapka der Hut
tulum der Overall
kazak der Pullover
Pijama der Pyjama
pijama der Schlafanzug
yağmurluk der Regenmantel
fermuar der Reißverschluss
balıkçı yaka der Rollkragen
sandalet die Sandale,-n
eşarp der Schal
peçe der Schleier
kravat der Schlips
danteller der Schnürsenkel
Ayakkabı der Schuh – die Schuhe)
etek die Schürze
Smokin der Smoking
çorap die Socke
kazak die Strickjacke
çizme der Stiefel
Deri çizme der Lederstiefel
Plastik çizme die Gummistiefel
çorap der Strumpf
külotlu çorap die Strumpfhose, die Strümpfe
sweatshirt das Sweatshirt
ipek die Seide
Kürk das Fell-e
Çamaşır sepeti der Wäschekorb
Bez die Windel
çanta die Tasche
Çamaşır die Wäsche
eşofman der Trainingsanzug
Tişört das T-shirt
türban der Turban
spor ayakkabısı der Turnschuh
üniforma die Uniform
külot die Unterhose
Kış Giyisileri die Winterkleidung
Atlet das Unterhemd
iç çamaşırı die Unterwäsche
Elbise dolabı Kleiderschrank
Elbise askısı Kleiderbügel
giyişi fırçası Kleiderbürsten
Aksesuar das Zubehör
Gözlük Die Brille
Küpe der Ohrring
Mandal die Wäscheklammer-n
Sırt Çantası der Rucksack-e
Bilezik, bileklik Das armband
Kol saati die Armbanduhr-en
Kolye Die Halskette
Takı der Schmuck
Güneş Gözlüğü die USonnenbrille-n
Kol düğmesi Manschettenknopf-e
Yüzük Der Ring

Almanca da giyinmek fiilini zamanlara göre kullanalım


ich ziehe an Ben giyiniyorum
du ziehts an Sen giyiniyorsun
er/sie/es zieht an O giyiniyor
wir ziehen an Biz giyiniyoruz
ihr zieht an Siz giyiniyorsunuz
sie / Sie ziehen an Onlar giyiniyorlar

ich werde anziehen Ben giyineceğim
du wirst anziehen Sen giyineceksin
er/sie/es wird anziehen O giyinecek
wir werden anziehen Biz giyineceğiz
ihr werdet anziehen Siz giyineceksiniz
sie / Sie werden anziehen Onlar giyinecekler

ich habe angezogen Ben giyindim
du habest angezogen Sen giyindin
er/sie/es habe angezogen O giyindi
wir haben angezogen Biz giyindik
ihr habet angezogen Siz giyindiniz
sie / Sie haben angezogen Onlar giyindiler

ich werde angezogen haben Ben giyinmiş olacağım.
du werdest angezogen haben Sen giyinmiş olacaksın
er/sie/es werde angezogen haben O giyinmiş olacak
wir werden angezogen haben Biz giyinmiş olacağız
ihr werdet angezogen haben Siz giyinmiş olacaksınız
sie / Sie werden angezogen haben Onlar giyinmiş olacaklar

Almanca kıyafetlerle ilgili cümle kurmak için yardımcı kelimeler.

Anziehen : Giyinmek
ausziehen : Çıkarmak
Sich ausziehen : soyunmak
Lang : Uzun
Kurz : Kısa
weit : uzun
Eng : Dar
Elegant : Şık
dekolletiert : Dekolte
formell: Resmi
Uni : Tek renk
gestreift : Çizgili
anhaben : Üzerinde taşımak
Klein : Küçük
Gross : Büyük
passen : yakışmak, uymak
Tragen : taşımak
stehen : üzerinde durmak, yakışmak

-Giyinmek zorundayım.
-Ich muss mich schick machen.

-Die Hose ist mir zu klein.
-Bu gömlek bana küçüktür.

-Ich trage Jeans gern.
-Ben kot giymeyi severim

-Welche Farbe hat das Kleid?
Bu elbisenin rengi nedir ?

-Das kleid ist Blau
-Elbise mavidir.

-Das kleid ist zu eng
-Elbise çok dar.

-Welche farbe kleid passt zu mir ?
-Bana hangi renk elbise yakışıyor?

-Ich trage gern eine blaue Jeanshose und einen Pullover
-Ben mavi kot pantolun ve bir kazak giymeyi severim.

-Ich trage gern sportliche Kleidung
-Ben spor giyinmeyi severim.

-Wenn ich etwas einkaufe, möchte ich es Jahrelang tragen. Unter dem Pullover ziehe ich manchmal ein Hemd an. Ich habe Jeans nicht gern und In der Schule ist es mir egal..
-Eğer birşey satın alırsam yıllarca giymek isterim. Kazağın altına bazen bir gömlek giyerim. kot pantolonu sevmiyorum ve ayakkabı benim için farketmez..

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-kiyafet-diyaloglari/

Almanca Mektup Örnekleri

Ihre Freundin Vera hat Sie zum Essen eingeladen. Schreiben Sie Ihr:
– Danke für die Einladung!
– Entschuldigung, der Termin nicht möglich ist.
– Anderen Termin: Wann?

Sizin arkadaşınız Vera sizi yemeğe davet etti. ona Yazınız:
Davet için teşekkür edin.
Üzgünüm, randevuya gidemiyorsunuz.
Başka bir randevu: Ne zaman?

Liebe Vera,
ich danke für die Einladung zum Essen. Es tut mir Leid, der Termin ist nicht möglich. Denn
ich bin krank. Können wir am Freitag um 16 Uhr zusammen essen?
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Sevgili Vera,
yemek davetin için teşekkür ederim. Üzgünüm ama randevuya gelemiyorum. Çünkü
ben hastayım. Cuma günü saat 16’da birlikte yemek yiyebilir miyiz?
Cevap rica ediyorum
Çok selamlar


Sie wollen mit Ihrer Familie im Hotel “Winterzeit” Urlaub machen. Schreiben Sie an das Hotel
“Winterzeit”:
– Urlaubszeit: Wann?
– Bitten Sie um Informationen und Sehenswürdigkeiten!
– Fragen Sie günstige Zimmer!

Siz ailenizle otel „Winterzeit“ta tatil yapmak istiyorsunuz. Otel „Winterzeit“a yazınız:
tatil zamanı: Ne zaman?
Bilgi ve görülmeye değer yerleri sorunuz
Ucuz oda fiyatlarını sorunuz

Sehr geehrte Damen und Herren,
ich will mit meiner Familie im Hotel “Winterzeit” Urlaub machen. Wir möchten
am Samstag im Hotel “Winterzeit” übernachten. Ich bitte um Informationen und
Sehenswürdigkeiten. Haben Sie günstige Zimmer?
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Çok değerli bayanlar ve baylar,
ben ailemle otel Winterzeit“ta tatil yapmak istiyorsunuz. Biz cumartesi günü
otel Winterzeit“ta gecelemek istiyoruz. Bana bilgi ve görülmeye değecek yerler
hakkında bilgi yollar mısınız? Ucuz odalarınız var mı?
cevap rica ediyorum.
Çok selamlar


Sie waren letzten Sommer in München in einem Sprachkurs. Sie schreiben an Ihrem Lehrer
Herr Bernhardt:
– Stellen Sie sich vor!
– Fragen Sie, gibt es dieses Jahr wieder einen Kurs? Wann?
– Sie möchten sich an den Kurs anmelden.

Siz geçen yaz Münih’de bir dil kursundaydınız. Öğretmeniniz Bay Bernhardt’a yazınız:
Kendinizi tanıtınız!
Sorunuz, bu yıl tekrar kurs var mı? Ne zaman?
Siz kursa kayıt olmak istiyorsunuz.

Lieber Herr Bernhardt,
ich heiße Ercan Demirel. Ich lebe in der Türkei. Ich war letzten Sommer in Ihrem
Sprachkurs. Gibt es dieses Jahr wieder einen Kurs. Wann beginnen Ihre Kurse? Ich
möchte mich für den Kurs anmelden.
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Sevgili Bay Bernhardt,
benim adım Ercan Demirel. Ben Türkiye’de yaşıyorum. Ben geçen yaz sizin
kursunuzdaydım. Bu yıl tekrar kurs var mı? Kurslarınız ne zaman başlıyor? Ben kursa
kayıt olmak istiyorum.
Cevap rica ediyorum
Çok selamlar


Sie haben am Freitag um 8 Uhr einen Termin im Krankenhaus St. Marien. Schreiben Sie an
das Krankenhaus St. Marien.
– Sie können nicht kommen.
– Sie müssen Ihre Tochter zur Schule bringen.
– Fragen Sie: Können sie um10 Uhr kommen.

Sizin Cuma günü saat 8’de St. Marien hastanesinde randevunuz var. St. Marien
Hastanesine yazınız:
Siz gelemiyorsunuz
Kızınızı kula götürmek zorundasınız.
Sorunuz: saat 10’da gelebilir misiniz

Sehr geehrte Damen und Herren,
ich habe am Freitag um 8 Uhr einen Termin. Ich kann leider nicht kommen. Ich muss
meine Tochter zur Schule bringen. Kann ich am Freitag um 10 Uhr kommen.
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Çok değerli bayanlar ve baylar,
benim Cuma günü saat 8’de St. Marien hastanesinde randevum var. Maalesef
gelemiyorum. Kızımı kula götürmek zorundayım. Cuma günü saat 10’da gelebilir
miyim?
Cevap rica ediyorum!
Çok selamlar


Sie hatten am Wochenende einen Termin mit Ihrem Freund Philip. Sie sind in einer anderen
Stadt und müssen dort arbeiten. Schreiben Sie einen e-mail an Ihrem Freund.
– Sagen Sie, dass sie arbeiten müssen.
– Entschuldigung, Problem erklären
– Neuen Termin machen. (Montagabend)

Sizin hafta sonu arkadaşınız Philip ile bir randevunuz vardı. Siz başka bir şehirdesiniz ve
orada çalışmak zorundasınız. Arkadaşınıza mail yazınız!
Çalışmak zorunda olduğunuzu söyleyiniz!
Özür dileyerek problemi açıklayın.
Yeni bir randevu ayarlayın (Pazartesi akşamı)

Lieber Philip,
ich hatte am Wochenende einen Termin mit dir. Ich bin in einer anderen Stadt und muss
dort arbeiten. Es tut mir Leid, ich habe ein Problem mit meinem Chef. Können wir uns am
Montagabend treffen.
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Sevgili Philip,
geçen hafta sonu bir randevumuz vardı. Ben başka bir şehirdeyim ve orada çalışmak
zorundayım. Üzgünüm, patronumla bir sorunum var. Pazartesi akşamı buluşabilir
miyiz?
Cevap rica ediyorum!
Çok selamlar


Sie haben Zahnschmerzen. Sie können aber nicht gehen. Sie haben einen anderen Termin.
Rufen Sie Ihren Zahnarzt Herrn Schmidt an.
– Sagen Sie, wie lange Sie Zahnschmerzen haben.
– Was können Sie im Moment machen?
– Neuer Termin: Wann?

Sizin dişiniz ağrıyor. Ama siz gidemiyorsunuz. Sizin başka bir randevunuz var.
Doktorunuz bay Schmidt’i arayın:
Ne kadar süredir diş ağrınızın olduğunu söyleyin.
Şu anda ne yapabilirsiniz?
Yeni randevu: ne zaman?

Lieber Herr Schmidt,
ich habe seit zwei Tagen Zahnschmerzen. Ich kann aber nicht kommen. Ich habe einen
anderen Termin. Was kann ich im Moment machen? Können Sie mir bitte morgen um 14
Uhr Termin geben?
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Sevgili bay Schmidt,
benim iki günden beri dişim ağrıyor. ama gelemiyorum. Başka bir randevum var. Şu
anda ne yapabilirim? Bana lütfen yarın saat 14’e randevu verebilir misiniz?
Cevap rica ediyorum!
Çok selamlar


Ihr Freund Ali ist ein Automechaniker. Er versteht von den Autos. Schreiben Sie Ihm:
– Sie möchten ein Auto kaufen
– Sie bitten um Hilfe.
– Treffen?

Sizin arkadaşınız Ali araba tamircisi. O arabalardan anlıyor. Ona yazınız:
Siz bir araba satın almak istiyorsunuz.
Yardım rica ediyorsunuz
Buluşma?

Lieber Ali,
ich möchte ein Auto im kaufen. Kannst du mir bitte helfen? Denn du verstehst von den
Autos. Können wir uns am Freitag um 14 Uhr treffen?
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Sevgili Ali,
Ben bir araba satın almak istiyorum. Bana lütfen yardım edebilir misin? Çünkü den
arabalardan anlıyorsun. Cuma günü saat 14’te buluşabilir miyiz?
Cevap rica ediyorum!
Çok selamlar


Die Schule ist aus. Sie möchten mit Ihrem Freund Ali nach Deutschland eine Reise machen.
– Fragen Sie, wann möchte er fahren?
– Mit was möchten sie fahren.
– Sie möchten in der Jugendherberge übernachten.

Okul bitti. Siz arkadaşınız Ali ile Almanya’ya bir seyahat yapmak istiyorsunuz.
– Ne zaman seyahat yapmak istediğini sorunuz?
– Ne ile gitme istiyorsunuz?
– Siz öğrenci otelinde kalmak istiyorsunuz

Lieber Ali,
die Schule ist aus. Ich möchte mit dir nach Deutschland eine Reise machen. Wann
möchtest du fahren? Ich möchte mit dem Auto fahren und möchte in der Jugendherberge
übernachten.
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Sevgili Ali,
okul bitti. Ben seninle Almanya’ya bir seyahat yapmak istiyorum. Ne zaman gitmek
istiyorsun? Ben arabayla gitmek istiyorum ve öğrenci otelinde gecelemek istiyorum.
Cevap rica ediyorum!
Çok selamlar


Sie möchten am Freitag für eine Woche mit Ihrer Freundin Ece nach Stuttgart fahren.
Fragen Sie, was müssen Sie mitnehmen?
Fragen Sie, hat Sie einen Reiseplan.
Sie möchten in einem Hotel mit Halbpension übernachten.

Siz Cuma günü 1 haftalığına arkadaşınız Ece ile Stuttgart’a gitmek istiyorsunuz.
– Yanınıza ne almak zorunda olduğunuzu sorunuz
– Bir seyahat planının olup olmadığını sorunuz
– Siz yarım pansiyonlu bir otelde gecelemek istiyorsunuz

Liebe Ece,
ich möchte am Freitag für eine Woche mit dir nach Stuttgart fahren. Was muss ich
mitnehmen? Hast du einen Reiseplan? Ich möchte in einem Hotel mit Halbpension
übernachten.
Ich bitte um Antwort!
Viele Grüße

Siz Cuma günü 1 haftalığına arkadaşınız Ece ile Stuttgart’a gitmek istiyorsunuz.
– Yanınıza ne almak zorunda olduğunuzu sorunuz
– Bir seyahat planının olup olmadığını sorunuz
– Siz yarım pansiyonlu bir otelde gecelemek istiyorsunuz



Ihre Nachbarin Leyla hat am 4.Mai Geburtstag. Sie hat sie eingeladen.
– Dank für die Einladung!
– Warum? (Sie sind am 4.Mai im Ausland)
– Sie kommen am 8.Mai aus dem Ausland wieder zurück

Komşunuz Leyla’nın 4 Mayısta doğum günü var. Sizi davet etti.
– Davetiye için teşekkür ediniz
– Neden? (siz 4 Mayısta yurtdışındasınız)
– Siz 8 Mayısta yurtdışından tekrar geri geliyorsunuz.

Liebe Leyla,
ich danke für die Einladung zum Geburtstag. Leider kann ich nicht zum Geburtstag kommen.
Denn ich bin am 4.Mai im Ausland. Ich komme am 8. Mai aus dem Ausland wieder zurück.
Alles Gute zum Geburtstag!
Viele Grüße

Sevgili Leyla,
doğum gününe davetin için teşekkür ederim. Maalesef doğum gününe gelemiyorum.
Çünkü ben 4 Mayısta yurtdışındayım. 8 Mayısta yurtdışından geri geliyorum.
Doğum günün kutlu olsun!
Çok selamlar

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-mektup-ornekleri/